Affluenza Da Neyin Nesi?
Evet evet yanlış okumadınız, influenza değil affluenza. Yine çağımızın, sosyal ve psikolojik boyutu derin, garip rahatsızlıklarından biri.
Refah (affluence) ve grip (influenza) kelimelerinin birleşiminden oluşmuş, tüketim kültürüyle, alışveriş çılgınlığı ve maddiyatçılıkla özdeşleşmiş bir kelime.
Paran Kadar Konuş!
Affluenza kelimesi para, statü, başarı ve maddiyata duyulan aşırı düşkünlüğü ifade ediyor.
‘Çok çalış, çok kazan!’ diyerek pompalamaya çalıştıkları Amerikan Rüyası’nın maskesi düşmüş hali de denilebilir. Çok çalış, çok kazan, çok harca!
Burada parayla kurulan sağlıksız ilişkinin yanısıra, mal mülke, statüye haddinden fazla önem verme ve anlam yükleme durumu da var.
Para kazanmak, harcamak ve kariyerinde rüşdünü ispat etmek mutluluğun anahtarı adeta.
Tatminin sadece çıkılan lüks tatille, satın alınan ev ve arabayla, giyilen markayla, edinilen terfiyle geleceğine inanılıyor.
Bir başka deyişle maneviyatı maddiyatla oldurma çabası söz konusu.
Doyumsuzluk Hissi
Fakat hep daha fazlası istenebilir, kazanılabilir ve alınabilir olduğundan kişi yıpratıcı bir kısır döngü içine giriyor.
Yani daha çok kazandıkça, harcadıkça, yükseldikçe daha da mutsuz oluyorsunuz gibi bir şey.
Bu da kronik bir doyumsuzluk ve depresyon haline sebep oluyor. Hırs, yoğun stres ve işkoliklik de cabası…
Influenza sözcüğünden türetilmiş olması da tabii ki tesadüf değil. Zira hem toplum içinde, hem de ülkeler arasında bir virüs gibi yayıldığı düşünülüyor.
Hatta kimine göre nesilden nesile dahi aktarılabilen kötü bir miras.
Çünkü reklam sektörü ve sosyal medya tarafından, sahte ihtiyaçlar yaratılarak ve belli bir yaşam tarzı teşvik edilerek sürekli besleniyor.
Kapitalizm akıl sağlığını bozuyor!
Fight Club filminde de benzer şekilde ifade ettikleri gibi, ‘Sevmediğin insanları etkilemek için ihtiyacın olmayan şeyler al ve bunları ödemek için de nefret ettiğin bir işte çalış!’
Neden? Çünkü Bryant McGill‘in de dediği gibi, tüketimcilik köleliğin yeni şekli!
Sahip olduklarımız sonunda bize sahip oluyor. Affluenza kelimesiyle anlatılmak istenen de aslında tam olarak buna denk geliyor.
İleri kapitalizm adeta bizi manevi boşluğu maddi eşyalarla doldurmaya teşvik ederek, mutsuzluk ve tatminsizlik üzerinden para kazanıyor.
Advanced capitalism makes money out of misery and dissatisfaction, as if it were encouraging us to fill up the psychic void with material goods.
Oliver James
Hem konuyu buldu hem de yazıya büyük katkısı oldu; Ceila’ya kocaman teşekkürler!
Bu yazıyı beğendiyseniz Genel Kültür bölümüne göz atmak isteyebilirsiniz.