Biyofili Ne Demek?
Biophilia ya da Türkçeleştirilmiş hali ile biyofili, bugün özellikle mimarideki kullanım şekliyle, yine o anlamı derin ve güzel kelimelerden biri.
Yunancadan gelen bio yani hayat ve philia yani sevgi, düşkünlük kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. İnsanların doğa ve diğer canlılarla içgüdüsel olarak bağlantı kurma, bir arada olma eğilimini ifade ediyor.
Kelimenin Kısa Tarihçesi
Biyofili kelimesi ilk olarak psikiyatrist Erich Fromm tarafından 1964 senesinde kullanılıyor. Yaşamı ve yaşayan her şeyi tutkulu olarak sevme hali olarak tanımlanıyor.
Daha geniş kitleler tarafından duyulup, kullanılması ise 80’lerin ortasında Amerikalı biyolog Edward O. Wilson‘ın yazdığı ve Biophilia ismini verdiği kitap sayesinde oluyor.
O ise bu kelimeyi daha ziyade hayatta kalma içgüdümüzün bir parçası olarak, diğer canlılara yakınlaşma, onlarla bağ kurma dürtüsü olarak tanımlıyor
Estetik, entelektüel, bilişsel hatta manevi tatminimizin dahi anahtarı doğanın elindedir.
Nature holds the key to our aesthetic, intellectual, cognitive and even spiritual satisfaction.
Edward O. Wilson
Biyofili Kelimesini Bugün Ne Anlamda Kullanıyoruz?
Bugünkü kullanım şekliyle biyofilinin anlamı daha da kapsayıcıdır.
Çünkü ekosistemiyle, florasıyla, havasıyla, suyuyla, barındırdığı tüm canlılarla doğayı da yaşayan bir şey olarak kabul eden bir anlayış söz konusudur.
Yani bugünkü kullanımıyla biyofiliden kasıt, her insanın içinde var olan doğayla ve diğer canlılarla bir arada olma, bağ kurma arzusudur.
Doğaya daha derin bakın, o zaman her şeyi daha iyi anlayacaksınız.
Look deep into nature, then you will understand everything better.
Albert Einstein
Biyofilik Tasarım
Aslında biz şehirlerde topraktan ve yeşilden koptukça tepetaklak oluyor herşey.
Betona boğulup, sıkışık alanlarda yaşamaya mahkum bırakılıyoruz; dolayısıyla, mutsuzlaşıyoruz, stresimiz artıyor ve üretkenliğimiz azalıyor.
Sonuç olarak da kronik bir ‘kaçma‘ hissiyatına gark oluyoruz.
Mimarideki biyofilik yaklaşım ihtiyacı da işte tam bu noktada ortaya çıkıyor.
Şehir nüfusuna doğayla daha barışık, doğal malzemeye daha çok ağırlık veren, ışığı içeriye daha çok davet eden ve daha fazla açık alanı olan yapılar sağlayan bir mimari yaklaşım…
Ne de olsa deniz manzarasına bakar bakmaz rahatlamamız, kedi – köpek merakımız, balkonumuzu çiçeklerle donatma aşkımız, doğa yürüyüşlerinin bir şekilde ruhumuza da dokunması hep biyofili olarak adlandırılan o içgüdümüzden değil mi?
Gitmeden Önce;
◎ Biyofili yazısını beğendiyseniz Genel Kültür bölümüne göz atmak isteyebilirsiniz.