Zenofobi Ne Demek?
Xenophobia, Türkçeleştirilmiş haliyle Zenofobi, dünyanın çivisinin çıktığı bu günlere cuk diye oturan bir kelime. Radikal politikalarla, ötekileştirmeyle, savaşla, kargaşayla, kaosla, işsizlikle ve göçle beslenen sosyal ve psikolojik bir durum.
Yabancıdan korkma ve yabancıya karşı duyulan aşırı güvensizlik hali… Bir başka deyişle yabancı fobisi.
Ötekileştirdikçe Yalnızlaşıyoruz
Bilinmeyene, tanınmayana, yabancıya karşı korku ve güvensizlik hali Zenofobi.
Terör, savaşlar, zorunlu göçler, ülkeler arasındaki gerilim göz önüne alındığında anlaşılabilir bir hissiyat belki.
Hepimiz güvensizleştik, hatta paranoyaklaştık, kime, neye inanacağımızı şaşırdık ve kolay nefret eder olduk ne de olsa.
Ama bu işin bir sonu yok… Herkes, her şey ötekileştirilip, yabancılaştırılabilir çünkü.
Kadının karşısında erkek, insanın karşısında hayvan, kuzeyin karşısında güney, yerlinin karşısında yabancı, siyahın karşısında beyaz…
Bu doğulu, şu batılı, o gayrimüslim, öbürü göçmen ya da ecnebi – dinsiz, Ahmet sağcı, Ayşe solcu, Halil eğitimsiz, Veli köylü, Hakkı’nın da kaşının üstünde gözü var… İstedikten sonra liste uzaya kadar gider.
Artık kendimizi hayatta, toplumda konumlandırmak için her şeyi yabancılaştırır olduk. Bu da sanırım çağımızın vebası.
Korkunun Karanlık Yüzü
Zenofobi sık sık ırkçılıkla hatta soykırımla birlikte anılan bir kelime.
Korku ve nefretin çoğu zaman el ele gittiği bir gerçek.
Yabancıyı büyük bir tehdit ve tehlike kaynağı olarak görme durumu var çünkü.
Kimi zaman bu endişe öyle hastalıklı bir boyuta gelebilir ki, güven hissini tekrar sağlamak için korku kaynağı – ki bu durumunda yabancılar – ortadan kaldırılmak istenebilir.
Tarihte görülmemiş bir durum değil.
İster adına zenofobi diyelim, ister ırkçılık, ister ayrımcılık, ister ön yargı… Aslında korktuğumuz yabancılar değil, onlar hakkında bildiğimizi sandıklarımız…
Nesiller boyunca bize aktarılan ve çoğu da doğru olmayan zehirli bilgiler…
Bizim başkaları için düşündüklerimizi bir yerlerde başkaları da bizim için düşünüyor.
Otobüste, metroda yanına oturmadığımız o ‘yabancının’ ülkesinde birileri de belki bizim yanımıza, kardeşimizin – babamızın yanına oturmak istemeyecek.
Biraz böyle düşünüp hareketlerimizi tartmanın vakti geldi de geçiyor.
Bu yazıyı beğendiyseniz Genel Kültür bölümüne göz atmak isteyebilirsiniz.